İdeal Eğitim Vakfı (İDEV) tarafından her ay düzenlenen 8 aylık “Ailem Cennetim Olsun” seminerlerinin ilkini eğitimci ve yazar Özkan Yaman, Nusaybin’de gerçekleştirdi.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde İdeal Eğitim Vakfı (İDEV) tarafından düzenlenen “Ailem Cennetim Olsun” seminerlerine Nusaybinliler yoğun ilgi gösterdi. Seminer, Eğitimci Özkan Yaman’ın aile ve toplum birlikteliğini konu aldığı bir etkinlikti.
İdeal Eğitim Vakfı (İDEV) Nusaybin temsilcisi Şahin Hatipoğlu tarafından Nusaybin Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinlik, Talha Yasir Şimşek hocanın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Hatipoğlu’nun selamlama konuşmalarının ardından katılımcılara ilgilerinden dolayı teşekkür etti.
Eğitimci yazar Özkan Yaman, “Benim Değil Bizim Hakkımız” konusunu işledi. Yaklaşık 13 yıldır televizyonda aile programları yaptıklarını ve bin bölüme yakın programlarının yayınlandığını belirtti.
“Yaklaşık 13 yıldır televizyonda aile programı yapıyoruz, bin bölüme yakın programımız yayınlandı. Birçok sorunlu aileyi dinledik. Bazılarının sorunları çözüldü, ancak hala uğraştığımız aileler var. Uyurken, bu sorunlara nasıl bir çözüm bulabileceğimizi düşünüyorum; kiminle konuşabiliriz, ne söyleyebiliriz diye düşünmeden uyuyamıyorum. Bu tür sıkıntılar hayatın bir gerçeği. İnsanı tanımanız ve birbirinizi tanımanız gerekiyor. Kur’an-ı Kerim bize insanı tanıtıyor. Ey insan, sen kimsin? Bu sorunun cevabı Kur’an’da var. Ey kadın, sen kimsin? Bu sorunun cevabı yine Kur’an’da var. Ey erkek, ey koca, ey baba, ey eş, sen eş olarak, baba olarak, anne olarak kimsin?
Bu da Kur’an’da var. İnsanı tanıtır, tanıdıkça insan için, insan hırslıdır, insan bencildir, insan acelecidir, insan nankördür, insan acizdir, insan çokça, bakın çokça heveslerine, arzularına düşündür, insan korkaktır, insan cimridir. Bununla ilgili Kur’an’da birçok ayeti kelime okuyorum. Koca tarif edilmiş, kadın tarif edilmiş, örnekleri anlatılmış, baba örnekleri verilmiş, kadın örnekleri verilmiş, çocuk örnekleri verilmiş. Bir sürü örneği verilmiş. Sonra evlilik anlatılmış. Bunları okuyoruz. Az önce hocamız okudu. Okuyoruz, gayet okuyoruz.
Şimdi, Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam ashabını çok iyi tanımış. Hepsini tanıyor, hepsinin huyunu, suyunu biliyor. Eşlerini çok güzel tanıyor. Ayşe annemizi, Ayşe annemizi öyle iyi tanıyor ki. Ne yapıyor Ayşe annemiz için? Evet, dininizin yarısını Ayşe’den aldınız diyor. Ayşe anımız alime bir kadın.
Dedik ya, tanımak gerekiyor. Eşi tanımak. Eşi tanımak. Aileyi çözeceksek, birbirimizi tanımak zorundayız. Kadın nedir, koca nedir? Onları tanımak zorundayız.
Avrupa’dan 1900’lü yıldan aşağı, yani bundan 100 yıl öncesine kadar, pazarlarda bir şey satılıyordu. Pazarlarda ne satılıyordu? Sebze satılıyordu, domates satılıyordu, biber satılıyordu. İtalyanın pazarlarında, Almanya’nın, Avusturya’nın pazarlarında, patates tezgahının yanında, domates tezgahının yanında bir tezgah daha vardı. Ne satılıyordu? Kadın böğme sopanı satılıyordu. Bundan yüz öncesine kadar kadının dövüme sopaları satılıyordu. Birisi ince sopa, birisi kalın sopa, birisi biraz daha kalın. Ve üçüncü sopa, sabah kalktığınızda kadın, diyelim ki, surat asıyor. Şu hafif sopayla vurun, fiyatı şu kadar. Kalır sopa. Kadın, diyelim ki, bir şeyi çok ısrar etti, bu sopa vurabilirsiniz. Şu büyük sopa en son müdahale için.
Bakın 1800’ün yıllarına kadar, Avrupa’da kadın İncil’e süremezdi.. Kadına İncil okutulmazdı Niye? Kadın kim ki İncil’e dokunsun ya? İncil, Allah’ın kitabı yüksek, güzel bir kitap, kadın kim? Dolayısıyla kadın İncil’e elini süremezdi.
Daha ilginç bir şey söyleyeyim. 1950’li yıllara kadar Almanya’da bir yasa vardı. Alman ceza yasası vardı. Diyor ki, kadın, kocasını öfkelendirdi. Kadın kocasını öfkelendirdi. Kocası da ona dövdü. Dövdü ve kadın öldü. Bu kocaya ceza verilmezdi ki. Niye? Çünkü kadın öfkelendirilmişti. O da vurmuştu. Öldürmüştü. Ne cezası? Ceza yoktu. 1950’den bahsediyoruz.
İsviçre’de on yedi tane İsviçre’nin bu eyaletlerinde, ve Kanada’da kadına seçim hakkı bundan on beş yıl önce verildi. Yirmi yıl önce 1994’te Kanada’da kadına seçim hakkı verildi. Ya hocam olur mu ya, şimdi model. Batıda da mı böyle? Ya model batıda kadın nedir biliyoruz. Kadın çikolata satarken yanına koyulan bir nesne. Modern batıda şampuan satarken, deterjan satarken yanına koyulan bir parça da kadın. Şu an öyle değil mi? Şu an, gözünüzü işte soktukları bu değil mi? Şeklinde konuştu.