ÖZGÜRLÜK VE ANARŞİ

Rahmetli Hüseyin Fadlallah bir konuşmasında şöyle diyor “siz düşündüğünüz hissettiğiniz haykırdığınız acı duyduğunuz Özlem çektiğiniz zaman kimsenin sizin bu atmosferi yaşamınıza engel olması mümkün değildir bu atmosfer sizsiniz sizin insanlığınız sizin düşünceniz ve duygularınızdır dolayısıyla siz düşünmek ve konuşmakta özgürsünüz”
Evet özgürlüğün boyutları vardır insan özgürlüğü ve serbestlik açısından düşünecek olursak şu sorunun sorulması gerekir hayatta ve insan hayatında mutlak özgürlük var mıdır insan dilediği her şeyi yapmada serbest midir?

Oysa dünyanın neresinde olursa olsun herhangi bir insana veya insanı kuruma sorarsanız anarşinin ve özgürlüğün ayrı şeyler olduğunu söyleyecektir.Peki bir şeyin özgürlük mü anarşi mi olduğunu neye göre ve kime göre karar vereceğiz? Özgürlük kendinize Zarar verecek şekilde kullanılamayacağı gibi, ülkeyi mahvetmek için de kullanılamaz.

Bunun zararları ve sınırları kim ve nasıl belirleyebilir?Bu işin kuralları nelerdir?İşte bu sorular insanlık tarihi kadar eskidir.

Dunya tarihinde yaşanan tüm savaşlar ve felsefi akımlar arasindaki mücadele özgürlük ve anarşinin belirlenmesi hususundadır.insan yaşamının gelişmesi, yaratıcı olabilmesi,her açıdan zenginleşmesi onun özgür olmasına bağlıdır.

insan hayatı sınırlı ve vicdani bazı kayıtlara bağlıdır.Özgürlükde diğer insani değerler gibi bir değerdir ve bu ulvi değerin varlığı için birlikte yaşadığımız herkesle diyalog halinde olmalıyız.

Birlikte yaşamaya devam edeceğiz ancak her sınıf ve inanctaki insanlarla diyalog halinde olmaya mecburuz.

Özgürlük adı altında halkımızın inançlarına ve değerlerine yapılan anarşist saldırılara asla izin verilmemeli, hiç kimse kişisel egolarını başkalarına dayatma hakkına sahip değildir.

Özel yaşam alanı ile kamusal yaşam alanı bir olmadığı gibi hiç kimsenin özel hayatını kanunlarla halka dayatma hakkı da yoktur.Eger özgürlüğünüz başkasının özgürlüğünü kısıtlayan yasa veya yaşam haline gelmiş ise buna özgürlük değil diktatörlük denir.

Eğer silahlı veya yıkıcı bir şekilde uygularsanız buna da anarşi aslına bakarsanız özgürlüğün yanlış uygulanması anarşinin ortaya çıkmasına vesile olur.yani şunu söylemek istiyorum anarşinin olduğu yerde özgürlüğün yaşam hakkı yoktur ancak özgürlüğün olduğu yerde anarşi kısmi olarak ortaya çıkmaktadır.

Nitekim bu gün dünyanın en gelişmiş ülkelerinden en geri kalmış ülkelerine kadar buna şahit oluyoruz.Ama maalesef özgürlüğün ve anarşinin, terörün tanımı bile günümüzde hakim güçler tarafından kendilerine göre tanımlanmaktadır.

Oysa ki devletlerin dini yoktur,devletlerin dini adalet olmalı.Varlık sebepleri mazlumu zalimden korumak olan en gelişmiş örgüt olan devlet yapı itibariyle güçlüden taraf ise varın siz güçsüzün,mazlumun hâlini düşünün.

Aslında bu gün yaşadığımız toplumsal sorunların temel nedeni de budur.