SİYONİZM VE ÜSTÜN IRK İNANCI: İNSANLIĞI BEKLEYEN TEHLİKE

“Siz Allah’ın rabbin oğullarısınız. Çünkü sen, Allah’ın, Rab’be mukaddes bir kavmisin ve Rab, üzerinde olan bütün kavimlerden üstün olarak, kendine has bir kavim olmak üzere, seni seçti” (Tevrat, Tesniye Bölümü 14/2).

“Ve Allah’ın Rab’bin sana teslim edeceği bütün kavimleri bitireceksin, gözün onlara acımayacak” (Tevrat, Tesniye Bölümü, 7/16).

Yahudiler, Tevrat’tan çok önceleri kendilerini bütün ırklardan üstün ve dünyanın gerçek sahipleri olduklarına inanıyorlardı. Hahamların kendi görüşlerini de katarak tahrif ettikleri Tevrat’a yerleştirdikleri Yahudi geleneklerinin ve ideolojisinin temel kitabı olan Kabala, Tevrat inmeden çok daha önceleri bu sapkın inanç üzerine kurularak yazılmıştır. Bu sapkın inançlara göre Yahudiler, Allah’ın seçtiği ve üstün kıldığı bir kavim olup, yeryüzünün tek sahipleridir. “Goyimler”, yani Yahudi olmayanlar, insan görünümündeki hayvanlardır. Rab Yahova yalnız İsrailoğullarını sevmektedir.

“…Ve onlardan nefret ettim. Fakat size dedim: Siz onların topraklarını miras olarak alacaksınız ve ben size onu mülk olarak vereceğim. Ben, sizi milletlerden ayırt eden Allah’ınız Rab’bin.” (Levililer Bölümü, 20/25). Buna göre Yahova, Yahudileri dünya hâkimi yapacak: “Ben dedim: Siz ilahlarsınız ve hepiniz Yüce Olan’ın oğullarısınız. Kalk ey Allah! Yeryüzüne hükmet, zira milletlerin hepsine sen varis olacaksın.” (Tevrat, Mezmurlar Bölümü, 80/6-8).

Yahudilerin inançlarına dayanarak insanlara karşı duyduğu nefret ve üstünlük hırsı, bugün kendini başta Gazze ve hakim oldukları Filistin’in diğer bölgelerinde gösterirken, ekonomilerini ele geçirdikleri başta ABD olmak üzere diğer bazı batılı ve Asya ülkelerinde kapitalist ve komünist-sosyalist ekonomisi adı altında o halkları faize ve vergilere bağlamak suretiyle sömürüp yavaş yavaş yok ediyorlar. “Eğer kendi yüreğinde, ‘Bu milletler benden çokturlar, nasıl onların mülkünü alabilirim?’ dersen, onlardan korkmayacaksın… Allah’ın Rab, o milletleri önünden azar azar kovacak, onları çabukça bitiremezsin, yoksa senin üzerinde kır hayvanları çoğalır.” (Tevrat, Tesniye Bölümü, 7/17-22).

Diyen Yahudiler, banka kartlarından tutun sosyal medya platformlarına ve ülkelerin bastırdıkları paralara kadar insanların kullandığı birçok şeyden kullanım bedeli alarak insanların alın terini ceplerine indiriyorlar. Milletleri yavaş yavaş maddi ve manevi yeryüzünden silmek, topraklarına ve zenginliklerine sahip olmak için gece gündüz demeden her türlü insanlık dışı yollara başvuruyorlar. Sapkın LGBT projesi, insanın maymundan geldiği teorisi, Siyonizmin fikir babası Ahad Ha’am ve Nietzsche’nin “Yaratılış merdiveninde farklı basamaklar var: Önce inorganik nesneler, bitkiler ve hayvanlar alemi, sonra konuşan yaratıklar ve hepsinin üstünde Yahudiler” (Sources de la Pensée Juive Contemporaine s.49) düşüncesi gibi projeler, özgür yaşam, çağdaş fikir adı altında beyinlere kazıtarak insanları kişiliksizleştirmek; milletlerin etrafını mayın ve tel örgülerle “ulus devlet” adı altında belli bir toprak parçasına hapsedip parçalamak suretiyle yutmak amacındadırlar. Nitekim bugün ırkları ve dinleri aynı olmasına rağmen birçok ülke birbirine düşman ama Yahudilerle dostturlar. Türkler, Kürtler, Araplar, Latinler, Farslar, Hintliler, Lazlar, Çerkesler, Rumlar, Germenler… vb. hiçbir ırk ve ırkçı, Yahudi ırkı karşısında ırk olarak kabul görmemektedir. İnsanlığın doğru gördüğü her şey, Yahudilere göre yanlıştır. Yahudilerin hiçbir insani değeri yoktur. Bugün insan hakları, dinlerarası diyalog gibi söylem ve projeler sadece Yahudiler için geçerlidir. Kadın hakları, çocuk hakları, göçmen hakları, demokrasi gibi söylemler eylemde sadece Yahudiler için geçerlidir ve hepsi bugün Filistin’de bombalarla enkaz altına gömülmüştür. Dünya, Siyonizme karşı bir an önce önlem almalı, kurulu düzenler, eğitim sistemleri gözden geçirilmeli, liderler uyanan halkların feryadına olumlu cevap vermelidir, yoksa yarın çok geç olabilir.

Filistinli çocuk ve kadınların özgürlük mücadelesine, Aksa tufanı şehitlerine ve uyanan vicdan sahibi özgür insanlara selam olsun.

Selam ve dua ile,
Seyfettin AĞIRMAN