Dindar görünümlü bazı demagog zevatlar Allah’a karşı olan kulluk görevlerini unutup, dindar, mütedeyyin insanların kusurlarını bulmak için yoğun mesai harcıyorlar. Bu gibi insanların davet, tebliğ ve hizmet ahlakı olmayıp insanları cehalet bataklığından kurtarma dertleri yoktur. Bu hastalıklı insanlara hayret ederim. Nasıl gözlerine uyku giriyor bilmem.
İslam’ı güçsüz bulan ve kendilerini üstün gören küfür devletleri İslam’ın bütün değerlerine saldırıyor, Peygamberimize (s.a.v) dil uzatıp, düşman arıyorlar, İslam’ı hedeflerine alıp ha bire dillerini ve tüm medya organlarını kullanarak İslam’a saldırıyorlar. Müslümanları İslam’dan uzaklaştırmak için, bütün imkanlarını kullanıyorlar. Aynı zamanda dünya gündemini onlar belirliyorlar. Önümüze koyduklarını hem okuyor, hem yaşıyoruz. Herhalde küfür ehli İslam’dan korktuğu için bu gibi hilelerle ömrünü uzatmaya çalışıyor.
Allah’a şükür dünya ve ahiret iksiri olan Kur’anı Kerimde “Onlar Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Ama kafirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır” (Saff 8) ayeti bize gerçeği bildiriyor. Er veya geç Allah nurunu tamamlayacak, çatılardan haykırıp “Bugün İslam günüdür. İslam geldi, küfür zail oldu!” diyeceğiz. Kafirlerin korktuğu başlarına gelecek, bunun için bizi hedefe koyuyorlar. Allah’ın izni ile usanmadan İslam’ı yaşamaya devam edeceğiz. Dünyanın birçok ülkesinde İslam’ı kendine şiar edinen gece gündüz İslami hizmetlerini sürdüren nice güzel ve fenafil İslam olan yiğitler vardır. Bu yiğitler kıyamete kadar İslam sancağını düşürmeden nesilden nesile aktaracaklar. Buna karşılık kafirlerle mücadelemiz devam edecektir. Bu uğurda mükâfat da mücazat da güzeldir.
Mum misali bizden olmayıp, içimizde olan ve bizi yakanlar var. İslam beldelerinde açıktan İslam’a hakaret ediliyor cadde ortasında çarşaflı bayan, tesettüründen dolayı hakarete maruz kalıyor. Dindar insanlara hala ikinci sınıf insan muamelesi yapılıyor. İslami değerlere saldırılıyor. İslam’a açıktan düşmanlık yapılıyor. Buna rağmen dindar kisveli bazı zevatlar çok basit meseleleri ileri sürerek dindar ve salih insanlara dil uzatıyorlar. Şu yanlış, bu yanlış diyorlar. Fakat kendileri hiçbir fedakarlık göstermiyorlar. İslami bir dertleri yok. Sürekli eleştiriyor, kusur arıyorlar, Devekuşu misali ne uçuyor, ne de yük taşıyorlar. Devekuşuna “Uçabilir misin?” demişler, “Ben Deveyim” demiş. “Ya yük alabilir misin?” demişler, ben kuşum demiş. İşte bu tip marazlı insanların ne kendilerine ne de Ümmete faydaları vardır. Aynı zamanda bu insanların kendileri kusurludur. Zakkum ağacı gibidirler ne meyvesi var yenilsin, ne gölgesi var altında oturulsun.
Ey kalplerinde hastalık olan insanlar! İslam’a ayak bağı olup, nifak tohumlarını ekiyorsunuz. Azgın İslam düşmanlarından daha fazla İslam’a zarar veriyorsunuz. Kendinize gelin, kendinizle değil Ümmet ile ilgilenin yoksa kötü bir akıbete uğrarsınız da Allah (cc) perçeminizden tutup sizleri Esfeli Safiline sürükler. Kusuru önce kendinizde arayın ve ne kadar kusurlu olduğunuzu anlayın.
Ya Rabbi bizi, Ümmet-i İslam’ı ve hassaten okuyucularımızı sana gönül verenlerden eyle.
Faruk ER