Kürt aşiretin Sürgünü (05 Kasım 1933)
Tokat ilinden bazı göçmen Türkler doğuya, doğudaki Kürtler de Tokat’a sürgün edildiler. Söz konusu olan kararname şöyledir. “Görülen lüzum üzerine Tokat Vilayeti’nin Pazar Nahiyesi’ne bağlı mübadil Rumlardan kalan Gerdikan ve Sarıtarla köylerine 885 numaralı Kanunun 3,6 ve 9 uncu maddelerine göre 50 hanede 207 kişiden ibaret Gaygel Türk aşireti efradının iskânları ve ilişik listede yazılı 74 hanede 391 kişiden ibaret Bazikli Kürt Aşireti’nin de Tokat Vilayeti dâhilinde Türk köylerine serpiştirilmeleri”… Şeklinde bir sürgün kararnamesi çıkarıldı. Bu kararname benzeri onlarca kararname vardır. Ankara, Konya, Isparta, Balıkesir vb. yerlere sürgün edilen Kürtler aynı kararnamelerin mağdurudurlar.
Dersim İdamları (15 Kasım 1937)
Kürtlere dönük inkâr asimle politikalarına karşı Dersim ve çevresinde Seyit Rıza öncülüğünde bir isyan başladı. Devlet ağır bir ordu ile bölgenin üzerine gitti. O gün, bir uçak olan pilotu Sabiha gökçenin beyanına göre, devlet, canlı ne görseniz ateş edin emrini vermişti. 13 bine yakın insan katledildi. Katledilen ailelerin kızları, asker ve başka ailelere verildi. On iki bin insan sürgün edildi. Seyit Rıza ve on arkadaşı idam edildi.
Kastamonu İstiklal Mahkemesi İdamlara Başladı (22 Kasım 1920)
Vatana ihanet veya inkılaplara muhalefet gibi gerekçeler ile insan kıyımına başlayan bu mahkemeler süratli bir şekilde tam yetkili olduğu idamları infaza başladı. Sadece üç ay içerisinde Kastamonu’da 182 Sivas’ta 122 Ankara 435 Eskişehir 671 Isparta 13 idam gerçekleşti. Konya ve Pozantı idamları hariçtir. İsmi geçen mahkemeler üç ay içinde 1433 idam cezasını infaz etti. Diyarbakır mahkemesinin neler yaptığını hiçbir zaman açıklanmadı.
Şapka Giymeyenlere İdam (14 Kasım 1925)
Şapka kanununa karşı birçok yerde gösteriler yapıldı. Duvarlara yazılar yazıldı, tepkiler verildi. Olay bölgelerine gönderilen mahkemelere tam yetki verildi. Erzurum’da sıkıyönetim ilan edildi. 13 kişi idam ile infaz edildi. Sözde mahkeme heyetinde olan infaz memurları Sivas’a 25 Kasımda geldi. 28 Kasım’da İmam Zade Mehmet Necati’yi idam ile infaz etti.
Saltanat Kaldırıldı (01 Kasım 1922)
Yeni kurulan cumhuriyeti gören Sultan Vahdettin can güvenliğinden endişe etmeye başladı. Damat Ferit paşa vasıtası ile İngilizler ile temasa girdi. Alınan tedbirleri yetersiz gören Vahdettin, bizzat kendisi İngilizlere iltica ederek, 19 Kasım 1922’de maiyeti ile beraber İngilizlere sığınarak İstanbul’dan ayrıldı.
Hem harf inkılabı hem Din İnkılabı (03 Kasım 1926)
Fes yerine şapka getirildi ve uğruna yüzlerce insan infaz edildi. Hemen ertesi yıl aynı ayda harf kanunu ile Latin harfleri getirilerek bu milletin hafızasını sıfırlayıp kendilerine göre yani getirdikleri İsviçre kanunlarına göre bir reset atmaya başladılar. Aynı zamanda “Devletin Dini İslam’dır” maddesi kaldırıldı.
Gözaltı Süresi Uzatıldı (21 Kasım 1980)
Türkiye sıkıyönetimi ile idare ediliyordu. Asker, askeri kanunlar ile milleti hizaya getirmeye çalıştı. Otuz gün işkenceli gözaltı süresini az gören asker, bu süreyi doksan güne çıkardı.
Ezanın Türkçe Metni Dağıtıldı. (21 Kasım 1932)
Ezan ilk kez Ayasofya Camisi’nde Şubat ayında teravih namazından sonra okundu. 21 Kasım’da Diyanet İşleri Reisliği hazırladığı Türkçe metni, seçtiği hafızlara dağıttı. Bu hafızlar 23 Kasım günü toplandılar. Ezan ve kametin makamlarını seçtiler ve diğer müezzinlere öğretmek üzere görev aldılar.
Camilerin Satışına Kanun Çıkarıldı (15 Kasım 1935)
Kemalistler kendilerince gereksiz gördükleri camilerin listelerini çıkardılar ve satış için ihaleye çıkardılar. Bazı camiler satıldıktan sonra sahipleri tarafından bilinçli olarak içki satış yerine veya meyhaneye çevrildi. O günkü gazetelerden biri, 11 Kasım 1938 tarihli baskısında, İstanbul Vakıflar Direktörlüğü’nün ilanları başlığı altında, şöyle bir ilan vermektedir. Dıraman Tercüman Yunus Camii, Haraççı Kara Mehmet Camii altı bin lira, Silivrikapı haricinde Seyit Nizam Tekke binası on bin lira, Tavşantaşı Mektebi altı bin lira bedelle kiraya verilmek üzere arttırmalarının 15.11.1938 tarihine kadar uzatılmıştır.
Botan Beyi Bedirhan Beyi ortadan kaldırın Emri (03 Kasım 1846)
Botan beylerinden olan Bedirhan bey kürtlerin cizre Siirt bölgelerini, Osmanlılar ile barışık bir halde idare ediyordu. Zaman zaman saltnat zayıflayınca bedirhen insiyatifi kendisi alıyor ama durumu hiçbir zaman osmalı ile çatışmaya vardırmıyordu. Buralarda yaşayan Nasturilerin Tiyari aşireti batının da kışkırtması ile fitne çıkarmaya başlayıp kürt Müslümanlarına özelikle Bedirhena karşı girişimlerde bulundular. Bedirhanın elçilerini öldürdüler. Köylere saldırmaya başladılar. Bedirhan peş peşe Tiyarilere karşı iki harekât başlattı Nasturiler birçok kayıp ile geri çekildiler. Ama Fransızlar bunun bedelini, Osmanlılardan Bedirhanın vücudunun ortadan kaldırılmasını bir mektup ile istediler. Hükümet dışarıya Fransızlar isredi değil de, Bedirhan bey kendi başına buyruk kesildi ve işimizi zora sokuyor diye büyük bir operasyon hazırlıklarına başladı. Hükümet Bedirhan bey ve beraberinde hareket eden kürt aşiretlere operasyon yaptı. Bedirhan bey üçüncü gün derdest edildi. Bedirhan bey ailesi ile beraber Girit adasına sürgün edildi. Böylece Fransızların emri de yerine getirilmiş oldu.
The post Tarihte Bu Ay (Kasım 2022) first appeared on İNZAR DERGİSİ.