Çağın Kerbela’sı Gazze

Çağın Kerbela’sı Gazze
Yayınlama: 24.02.2024
A+
A-

Hazreti Peygamberden sonra dört halife dönemi başlamış; Hazreti Ebubekir döneminde sadakat, Hazreti Ömer döneminde adalet, Hazreti Osman döneminde haya ve edep Hazreti Ali döneminde ise cesaret hakim olmuştur. Bununla beraber hepsi Hazreti Peygamberin sünnetine son derece riayet ederek şûraya dayalı bir yönetim sürdürmüşlerdir.

Ancak zamanla ordu ve devlet kademelerine sızan art niyetli güçler devleti hilafetle değil saltanatla idare etmeye yönelmişlerdir.
Bu yolda kendilerine engel olabilecek kim varsa ortadan kaldırmaya başladılar. İlk önce Hazreti Hasan’ı ve sevenlerini bertaraf ettiler. İşin ciddiyetinin farkında olanlar Hazreti Hüseyin’in etrafında toplanmış, onun önderliğinde harekete geçmişlerdir. Neticede Hazreti Hüseyin ehli beytinden yaklaşık seksen kişi ile beraber yola çıkmıştır. Şehit olacağını bildiği halde bu yola baş koyan İmam Hüseyin’i kendisini övenler, gel kardeşlerin seni bekliyor diye mektuplar yazanlar ve cenk yolunda slogan atanlar yalnız bırakmış; Kerbela Çölü’nde açlığa ve susuzluğa terk ederek etrafını saran düşmana karşı hiçbir şey yapmadan şehadetini beklemişlerdir. Şehadetinden sonra da onun mirasına sahip olmaya çalışmışlardır.

Tıpkı onun intikamını almak için Fars topraklarının tümünü yalan sloganlarla dolaşan muhtar gibi. Neticede İmam Hüseyin’in 72 yareni Kerbela’da şehit olmuş ancak onların kanı hilafet ve saltanatı bir kılıç gibi birbirinden ayırmıştır.

Tarih yeniden yazılmaya başlanmış hak ve batıl bir daha birbirine karışmamak üzere gün yüzüne çıkmıştır. Ancak korkaklar kazanamayacak bir savaşa kalkıştı. Bir avuçla kazanmayacağını biliyordu. Düşmanların ekmeğine yağ sürdü, kendi kendinin katili oldu, ehli beyti tehlikeye attı, oturup ibadet etmeliydi gibi sözlerle tepki gösterip onu haksızlıkla suçladılar. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra başta İngiltere Fransa ve ABD olmak üzere batılı güçler İslam coğrafyasına istedikleri ölçü ve şekilde, kimini Krallık kimini Cumhuriyet diye devletçiliklere bölerek, ırk ırk sınıf sınıf etraflarına tel tel örgüler ve mayınlarla sömürge kolonilerine çevirdiler. İslam ve Müslümanların tüm mukaddesatını çiğneyip İslam medeniyeti adına ne varsa ortadan kaldırdılar.

Karşı duran kim varsa demokrasi, medeniyet, ilericilik, özgürlük, milliyetçilik adına acımasızca ortadan kaldırdılar. Kardeşi kardeşe kırdırdılar, babaları ve anneleri öldürdüler, arkada kalan neslin başlarını okşayarak yıllarca onlara demokrasi, sosyalizm, çağdaşlık, kadın hakları, çocuk hakları, hayvan hakları, medeniyet hikayeleri, ile uyuttular. Ancak onlar gibi düşünmeyen ve onlara topraklarını, zenginliklerini, mukaddesatlarını peşkeş çekmeyenleri hiçbir zaman rahat bırakmadılar. Terörist dediler, gerici dediler, yobaz dediler, kaçırdılar, öldürdüler; evlerine, yurtlarına, namuslarına el attılar.

Uzaktan seyredip kardeşlik, ensar, muhacir edebiyatı yapanlar; kendilerine göre kırmızı çizgi çizenler, mazlumların hamiliğine soyunanlar, mazlum Filistin hamisi olduğunu iddia eden Darbeci generaller, petrol şeyhleri batının demokrasi havarisi kesilenler, kısacası Filistin’e Gazze’ye kardeşim ayağa kalk diyen dostlar Gazze ayağa kalkınca onu yalnız bıraktılar tıpkı Kerbela’da olduğu gibi. Ne diyorlar? İsrail’e kafa tutmak sana mı kaldı? Orta Doğu’nun süper gücünü sen mi yeneceksin? İsrail’in oyununa geldin, Siyonistlerin işgal planının uygulama alanının önünü açtın, tüm bu çocuk ve kadınların katline sebep oldun, toprağına sahip çıkıp onu Yahudilere satmasaydınız falan filan deyip durdular.

Ancak onlar ne derse desin 7 Ekim Aksa Tufanıyla Gazze’de başlayan özgürlük mücadelesi çağımızın Kerbelasıdır. Hazreti Hüseyin’in kıyamından sonra Gazze kıyamı dünyanın tüm mazlum halklarını uyandırmış, kurtuluş yolunu göstermiştir. Batının insanlık adına uydurdugu tüm sihirli sözcüklerin ardındaki vahşeti ortaya çıkarmıştır. Dünya bugün insanlık ve vahşet kutupları olmak üzere ikiye ayrılmıştır. İnsanlık ve İslamiyet adına halkları kandıranların maskesini düşürmüştür. Karadan, denizden ve havadan İngiltere, Fransa, ABD, Almanya, Ürdün, Mısır, Siyonistler ile batılı müttefikleri tarafından kuşatılan ve bombalanarak kimyasal silahlarla aç ve susuz bırakılarak yakılan bir halkın Kerbelasıdır.


Ebu Ubeyde’nin dediği gibi ” Karadan, denizden ve havadan gelen eşit olmadığımız bir savaş veriyoruz. Ancak bu, dünyaya bir ders olacak ve tarihe geçeceğiz. Son bir notumuz: Askerlerin hepsi Kur’an hafızı ve hepsi de medeni vahşilerin babalarını ailelerini katlettiği yetim çocuklardan oluşmaktadır. ”

SEYFETTİN AĞIRMAN

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.