Günahın Küçüğü Büyüğü mü Olur?

Günahın Küçüğü Büyüğü mü Olur?
Yayınlama: 30.11.2022
A+
A-

Emr-i İlahi’yi ihmal, Nehy-i İlahi’yi ihlal etmek… Fıtri olandan uzaklaşmak, nefsi olana yaklaşmak… Yapılmaması gerekenleri yapmak, yapılması gerekenleri yapmamak… Sorumluluk bilincinde zayıflık, ciddiyette yoksunluk ve hakikatlere karşı laubali olma hâlidir günahlar.

İnsanın hem kendisine hem topluma hem de varlık âleminin tamamına verdiği zararın her türlüsüne verilen isimdir günah.

Küçük büyük, az çok, kısa uzun…

Sürekli anlık, bilinçli bilinçsiz, isteyerek veya istemeyerek yapılan yanlışlar, yanılgılar… Nefse uyma ve şeytana yenilme… Kanmak, kandırmak…

Birbirinden tamamen farklı olan, değişik ebatlarda ve farklı etkilerde meydana gelen günahların ortak noktası nefsi-şeytani oluşlarıdır. Tamamı kişiye acı verici, sıkıntı ve ıstırap yükleyicidir.

İnsanın doğası gereği vicdanı törpüleyen ve kalbi sızlatan hatalardır.

Kur’an-ı Kerim günahı on beş farklı kelime ile dile getirmektedir. Bunlar seyyie, zulm, cürm, cünah, vizr, zenb, ism, münker, isyan, fahşâ, fısk, fücûr, şekavet, rics, habîs…

Bu farklılık günah olgusunun anlamsal yakınlığı ile birlikte değişik boyutunun, farklı katsayısının olduğuna da işaret eder. Farklı kelimelerle ifade edilmiş olsa da hepsinin çirkin, kötü, muzır ve istenmeyen davranış olduğu sabittir.

Aynı zamanda günah, hiç bir zaman inkâr veya isyan değildir. Rabbi Rahman’a karşı gelme, kibirlenme, tuğyan veya bir meydan okuma barındırmaz, barındırmamalı. Yoksa günah küfür olur. Kişiyi günahkâr değil kâfir yapar.

Günah ehli imanın unutma, yanılma, ihmal etme veya nefsine yani şeytana kısa süreliğine yenik düşmesidir. Geçici olarak kanmak, aldanmak, yanılmaktır.

Ehli iman olmakla beraber açık ve net olan bir günahı inkâr ederek, “Bence bu günah olmamalı, bunu günah olarak kabul edemiyorum, hiç böyle bir yasak olur mu?, Hangi çağda yaşıyoruz?” vb. görüşler ileri sürmek ihmal değil  inkar olur.

  İlahi bir emir için “Bu çağda böyle bir hüküm uygulanamaz, bu emir bence geçersizdir, böyle emir mi olurmuş?” vb. sözler sarf ederek ihlal değil isyan edilmiş olunur. Her iki durumda da günah değil küfür olmuş olur. Bu nedenle ihmal ile inkârı, ihlal ile isyanı ayırt etmek elzemdir.

Bu hassas çizgiyi fark etmekle birlikte her türlü günah hem kişisel, hem psikolojik hem sosyolojik ve hem de ekolojik anlamda nice zarara, ziyana neden olan komplike bir etkiye sahiptir. Evet, günahlar her halükarda işleyeni ve onu çevreleyen sosyal dokuyu zedeleyen, toplumsal birlikteliği engelleyen zararlı fiillerdir. “Günah, yasak olduğu için acı-zarar vermez, acı-zarar verici olduğu için yasaktır.”

Kişiyi huzursuzluğa, korkuya, şüpheciliğe, hadsizliğe, sorumsuzluğa, umursamazlığa, bencilliğe, güvensizliğe sürükleyen ürkütücü birer hastalıktır. Manevi hastalık… Bununla da yetinmeyip milletleri, toplumları kaosa, felâkete, çöküşe götüren zehirli bir baldır. Sadece nefse hoş gelen zehirli bal… Her bir günah ağza çalınan birer zehirdir.

Peki bu zehirli balın küçüğü büyüğü var mıdır?

Evet vardır. Zira bunu bize Kur’an-ı Kerim ferman buyurmaktadır.

“Eğer yasakladığımız büyük günahlardan (kebâirden) kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı (seyyiâtınızı) örteriz ve sizi şerefli bir makama koyarız.”  (Nisâ, 31)

“Ufak tefek kusurları (lemem) dışında günahın büyüklerinden (kebâiru’l-ism) ve çirkin işlerden (fevâhiş) sakınanlara, rabbinin affı şüphesiz boldur.” (Necm, 32)

Bu iki ayeti celileden de anlaşılacağı üzere, kebâir, kebâira’l-ism, zünûb kelimeleri büyük günahları, seyyie (çoğulu seyyiât) ve lemem kelimeleri ise küçük günahları belirtmektedir.

Şu gerçeği de belirtmek gerekir ki, büyüklük-küçüklük görecelidir. Örneğin küçük bir kusur büyük bir zata karşı işlense büyük bir kusur işlenmiş olur.

Bu nedenle işlediğimiz günahı değil kime karşı işlediğimizi düşünmemiz gerekir.

Hangi günahın kebair (büyük günahlar), hangi günahın lemem- seyyie (küçük günah) olduğu bilinmesi gerekir.

Büyük günahlar:

Sayıları net olmamak ile birlikte En’âm suresi 151-153. ayetlerde şiddetle yasaklanan büyük günahlardan on tanesini konu edinir.

Bir hadis-i şerife göre, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa(sav) büyük günahları şöyle belirtmiştir.

Şirk koşmak, haksız yere adam öldürmek, namuslu bir kadına zina iftirası atmak, zina yapmak, düşmana hücum zamanında kaçmak, büyücülük, yetim malı yemek, ana-babaya karşı gelmek; emredileni yapmamak ve yasakları yapmak yoluyla doğruluğu terk etmektir.” (Ebû Dâvud, Vesâya 10, hadis no: 2875)

İbni Abbas(ra) üç çeşit belirtisi olan günahın büyük günah olduğunu belirtmiştir.

1- Allah’ın yasak ettiği şey, büyük günahtır;

2- Allah’a isyan demek olan şey, büyük günahtır;

3- Allah’ın hakkında, azapla, lânetle veya gazapla hükmünü bildirdiği her fiil büyük günahtır. Kebâirin (büyük günahın) en büyüğü ise Allah’a şirk koşmaktır.

Büyük günahları işleyene “Mürtekib-i Kebîre, Fâsık veya Fâcir” adı verilir.

Fâsık, işlediği büyük günah(lar)ın tesiriyle zamanla ahlâksız, hadisiz ve vicdansız olur. Onun için İslâm Hukuku fâsıkı hâin bilir, şâhitliğini reddeder.”

Buna rağmen İslâm’a göre affedilmeyecek hiç bir günah yoktur.

“De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”(Zümer, 53)

“Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez” (Nisâ, 48) gibi kesin ve net ifadeler, tövbe edilmediği-hidayete erişmediği takdirde geçerlidir.

Küçük günahlar:

– Büyük günah olduğu belirtilmeyen günahlar küçük günahlardır.

– İşleyene  had cezası uygulanmayan,

– Kur’an-ı Kerim veya Sünnet-i Seniyye’de azab veya ateş ile tehdit edilmeyen,

– İşleyenin fâsık olarak isimlendirilmediği,

– Fâilinin lânetlenmemiş olması günahın küçük günah olduğunun alametlerindendir.

Dikkat; küçük günahı küçümsemek, sürekli işlemek, gizlememek, komiklik olsun diye anlatmak ve umursamamak o günahı büyük günah edebilir.

“Hiçbir büyük günah, tövbe ve istiğfar edildiği takdirde, büyük kalmaz. Ve hiçbir küçük günah da  ısrar edildiği takdirde, küçük kalmaz/büyür.” (Kenzu’l-Ummal; h. no: 10230)

Küçük günahlar tövbe ile sadaka-infak ile iyilik yapıldığında, ibadet edildiğinde silinirler. Hud suresi 114. âyette de “İyiliklerin kötülükleri gidereceği” ifade edilmektedir.

Aynı zamanda büyük günahlar işlenmediği ve fuhşiyata bulaşılmadığı sürece küçük günahlar kendiliğinden de silinebilir.

Ebû Hureyre’nin (ra) anlattığına göre Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

Beş vakit namaz ve cuma namazı diğer cuma namazına, bir Ramazan diğer Ramazan’a keffârettirler. Arada büyük günah (kebâir) işlenmedikçe aralarındaki (küçük) günahları affettirirler.”[Müslim, Tahâret 14, hadis no: 233; Tirmizî, Salât 160, hadis no: 214)

İster büyük olsun ister küçük olsun tüm günahlardan çekinmeliyiz.  Günahları umursamadan işlemek, anlatmak,  insanda takvâ(Allah’a karşı saygı ve sorumluluk bilinci) boyutunun oluşmamasındandır veya azlığındandır.

Ey insan! Bugün dünyada günahlardan korkarsan, yarın ahirette hiçbir şeyden korkmazsın.” (Sâdi-i Şirâzî)

 

The post Günahın Küçüğü Büyüğü mü Olur? first appeared on İNZAR DERGİSİ.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.